Edupape’in kurulum aşamasında ekip arkadaşlarımızla en çok tartıştığımız ve karar vermekte zorlandığımız konulardan bir tanesi ‘Etkili Ders Çalışma Yöntemleri Eğitimi’nin eğitim listemizde var olup olmayacağı idi.
Çünkü, genel profile baktığımızda daha çok yetişkin bireyler ve şirketlere yönelik eğitimler planlanmış ve bu konuda portföyümüzü büyütmeye çalışmıştık. Etkili ders çalışmanın yaşı yok biliyorum. Hala bir öğrenci olduğumu düşünürsek bu konu benim için de çok önemli.
Ancak söylemem gerekir ki bu kadar talep göreceğini tahmin etmemiştim. Meğerse çocuğu için işini gücünü bırakıp eğitime gelerek, çocuğuma nasıl daha iyi bir eğitim sağlarım? Bir ebeveyn olarak nasıl davranmalıyım? Çocuğum hiperaktif ve ben onun konsantrasyonunu sağlamakta zorlanıyorum? Sınav stresini nasıl aşabiliriz? Onu nasıl motive edebilirim?… gibi soruların cevaplarını arayan ne çok anne ve baba varmış. Bunu yapmakta çok haklısınız, öncelikle bu bakış açısındaki ebeveynlere teşekkür etmek istiyorum.
21. yüzyılın başlarındayız ve hergün psikologlar, eğitimciler, rehberlik uzmanları, araştırmacılar ‘nasıl öğrenmemiz’gerektiğine yanıt ararken birer ebeveyn olarak bunları merak etmek ve gelecek nesillere bilgiyi başarıya taşımış bireyler yetiştirmek istememiz en doğal hakkımız.
Günümüzde yaşayan bilgi kirliliğinin çocuklarımız üzerindeki fizyolojik, sosyokültürel, ekonomik ve psikolojik birçok etkisi olabilir. Önemli olan bu bilgilerin içinden doğru bilgiyi nasıl elekten geçirip, öğrenebileceğini ona öğretebilmektir. Etrafımızda çok zeki olduğunu gördüğümüz bireylerin hayatta başarılı olmamaları bizi genellikle şaşırtır ve üzer. Başarının sırrı hiçbir zaman zeka olmamıştır. Zeka amaç değil, başarıya giden yolda küçük bir detaydır aslında. Önemli olan ders çalışmayı, bilgi edinmeyi ve başarılı olmayı öncelikle istemektir. Sonra düzenli ve sistemli bir şekilde çalışılmalıdır.
‘Peki düzenli ve planlı bir şekilde çalışma isteğimiz yoksa’ dediğinizi duyar gibiyim;
Birçok ebeveyn çocuğu için şunları söylemiştir;
‘Çocuğum çok zeki ama adaptasyon bozukluğu var, motive olamıyor,dikkati hep dağınık, ne yapacağımı bilemiyorum…’ gibi panik olmuş birçok anne babayla hepimiz zaman zaman karşılaşmışızdır. Bu sorunların birçok sebebi olabilir, yaşadığınız çevre, içinde bulunduğunuz ailevi durum, psikolojik nedenler, uygun çalışma ortamının olmaması, hatta şans faktörleri…
Belki de dinlenme ile ilgili fizyolojik bir sorun bile söz konusu olabilmektedir. Bunun için çocuğumuzu eğitmek için önce kendimizi bu konuda geliştirmemiz bizlerin de hayatını kolaylaştıracaktır.
Planlı ve programlı çalışabilen, zamanı iyi yönetebilen, not tutmayı öğrenmiş ve uygulayan, dinleyen, daha çok okuyan, kendini daha rahat ifade edebilen, hafızası güçlenmiş, ders çalışma güdüsü yeterli düzeyde, derslerini tekrar eden, derse hazırlıklı giden, okulda motivasyonu yüksek ve iletişimi kuvvetli bir çocuğa sahip olmak sanıyorum hepimizin ortak hayali olsa gerek.
İşte bu nedenle çocuklarımızdan sadece istemek yerine onlara ne verebilirim? diye düşünmeye başladığımız anda sanıyorum ne yapacağımızı hepimiz biliyoruz!
Sevgiyle kalın…
Hülya Aygün, Ph. D.